Akşam trafiği yavaş yavaş çekildikten sonra Manavgat sokakları loş ışıklarla sessizleşmişti. Arabamı dere kenarına park ettim. Randevunun detayları kısa, mesajları netti. Fazla konuşmayan, sade giyinen biri olacağını söylemişlerdi. Arabada Cimcif Yapan Eskort Manavgat yazıp bulduğum o kadınla ilk göz göze gelişim, tanımların çok ötesindeydi. Adı Akile’ydi — ve yanında küçücük, renkli bir sırt çantası taşıyordu.
Kapıyı açtığında önce hiçbir şey söylemedi. Sadece oturdu. Koltuğuna yerleşirken çantasını dizine koydu. Parmaklarıyla fermuarını yavaşça çekti ve içinden kırmızı bir ruj çıkardı. “Renk seçmeden önce geceye karar veririm,” dedi, sonra aynaya bakmadan ruju dudaklarına sürdü. O an onun sıradan biri olmadığını anladım. Çünkü Akile’nin dokunuşlarında bile bir dil vardı.
Cimcif’in ne demek olduğunu o gece öğrendim. Bu sadece tensel bir temas değil, karakterin tüm ruhuyla senin içine sızmasıydı. Akile parmaklarını önce koltuk aralığına yerleştirdi, sonra hafifçe bana döndü. “Ellerin neden bu kadar gergin?” diye sordu. Cevap veremedim. Çünkü o sadece vücuduma değil, zihnime de temas ediyordu.
Birden çantasını arka koltuğa koydu ve elini belime yerleştirdi. Öyle nazikti ki bu dokunuş, dokunmak kelimesinin tüm anlamları yeniden yazıldı. Arabadaki sessizlikte sadece nefes alışlarımız duyuluyordu. Camlara vuran nefeslerimiz, dışarıya yazılamayan cümleler gibiydi. Akile’nin parmaklarıyla bana yazdığı hikâye, göz temaslarıyla tamamlandı.
Bu bir gösteriş gecesi değildi. Akile gibi kadınlar süslenmeden, bağırmadan baştan çıkarır. Rujunu sürdükten sonra yaptığı tek şey, varlığıyla hissettirmekti. Karşılıklı istek, gece boyunca kelimelere hiç ihtiyaç duymadı. Çünkü beden dili, bu buluşmanın ana diliydi.
Arabada Cimcif Yapan Eskort Manavgat deneyimim Akile ile baştan sona gizemli bir yolculuktu. Ve o ruj hâlâ arka koltukta, çantasında duruyor olabilir.
Eğer sen de kelimelere değil, bakışlara teslim olmaya hazırsan, Akile seni çoktan görmüş olabilir.